Haber

Başkan Yardımcısı Yılmaz, 6. Verimlilik ve Teknoloji Fuarı açılışında konuştu

Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Ülkemizi pazar değil, kritik teknolojilerin üreticisi haline getirecek inovasyonun önünü açacak adımlar atmaya devam edecek ve 2053 perspektifimizde çığır açacak hamlelere odaklanacağız.” söz konusu.

Yılmaz, Türkiye Verimlilik Vakfı ve Ankara Bilim Üniversitesi ev sahipliğinde ATO Congresium’da düzenlenen “Geleceğin Teknolojileri” temalı 6. Verimlilik ve Teknoloji Fuarı’nın açılış törenine katıldı.

Burada konuşan Yılmaz, ekonomik büyüme ve toplumsal kalkınmanın teknolojik ilerleme ve sürdürülebilir verimlilik artışıyla yakından bağlantılı olduğunu belirterek, bilim ve teknolojide yetkinliğini geliştiremeyen, dünyadaki rekabet ortamına ayak uyduramayan hiçbir ülkenin başarılı olmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu alanlarda ekonomik ve sosyal politikaları güçlü bir şekilde uygulamak.

Verimliliğin mümkün olan en az kaynak harcamasıyla en fazla çıktıyı elde etmek olarak tanımlanabileceğini belirten Yılmaz, ülkeler için toplam faktör verimliliği kavramının bulunduğunu, girdi artışından daha yüksek çıktı elde etmenin toplam faktör verimliliğinin artması anlamına geldiğini kaydetti. ekonomide.

Cevdet Yılmaz, toplam faktör verimliliğinin büyümeye katkısını artırmayı hedeflediklerini, bunda dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin çok önemli olduğunu belirtti.

Yapay zeka, otonom araçlar, robotik üretim sistemleri, artırılmış gerçeklik ve nesnelerin interneti gibi çığır açan teknolojilerin, iş gücü kapasitesinden iş ölçeklerine, üretim yapısından zamanın kullanımına kadar birçok alanda dönüşüme yol açtığına işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu: diğer yandan yeşil hidrojen, manyetik kaldırma teknolojileri, kuantum, dijital tarım ve sentetik biyoloji gibi alanlarla teknolojide sürdürülebilirliğin giderek daha fazla ön plana çıktığını anlattı.

“10 yıllık eylem planımız var”

Yılmaz, müreffeh bir gelecek için verimliliğin, dijital dönüşümün ve çığır açan teknolojilerin verimliliğin vazgeçilmezi haline geldiğini, yüksek teknolojiyle verimliliği artırmanın geleceğin ötesini görebilen politikalarla, yenilikçi ve kapsayıcı bir yönetimle sağlanabileceğini vurguladı. Sadece bugünün ihtiyaçlarına değil, geleceğin ihtiyaçlarına da okuyup hazırlanmaları gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde savunma sanayinde elde edilen başarıların bu anlamda örnek teşkil ettiğini ve bu başarıları daha da ileriye taşıyacaklarını belirten Yılmaz, buradaki modelin sivil sanayiye de yaygınlaştırılması gerektiğini ifade etti.

Türk Yüzyılının Cumhuriyetin kazanımları temelinde daha ileri hamlelerin yapılacağı bir dönem olduğunu belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu dönemin kapılarını bir bir açıyoruz. Kızılelma, Kaan, Gökdoğan, Hisar, Atmaca… Sayısı 850’yi aşan savunma sanayii projelerimiz gurur kaynağımız, aynı zamanda TOGG projemiz de Pil üretiminden elektrikli şarj istasyonlarının yaygın kullanımına kadar geniş bir alanda teknolojik dönüşümü ifade ediyor.” Milli yeni nesil otomobilimiz. Önümüzdeki dönemde uzaya göndereceğimiz yerli ve milli uydumuz TÜRKSAT 6A, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızı tebrik ettiğimiz, Türkiye’nin ilk insanlı uzay görevi adımıyla ilerleyen Milli Uzay Programımız, Uzun süredir bu konu üzerinde çalışılıyor, 10 yıllık bir proje. Bir eylem planımız var, bir yol haritamız var ve bunu adım adım hayata geçireceğiz.

Bildiğiniz gibi ilk astronotumuz Alper Gezeravcı dönüş yolculuğuna başladı. Sağ salim geri dönmesini umuyoruz. Sadece bir misyon üstlenmekle kalmadı, aynı zamanda sanayimiz, eğitim sistemimiz, bilimsel çalışmalarımız için de orada çeşitli deneyler yaptı. Daha da önemlisi bence gençlerimize heyecan verdi. Uzay çalışmalarını milletimizin ve devletimizin gündemine güçlü bir şekilde yerleştirmiştir. “Bu özgüven, ilgi, güç ve iradeyle uzay programımızı adım adım hayata geçireceğiz.”

İlaç ve tıbbi cihaz alanında TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü’nün kurulduğunu, Türkiye’nin rüzgar türbini ve güneş paneli üretim kapasitesine sahip bir ülke olduğunu ve değeri 1 milyar doların üzerinde teknoloji şirketlerinin bulunduğunu belirten Yılmaz, şöyle konuştu: Bir diğer kritik alanda ise dışa bağımlılığı ortadan kaldıran siber kümelenme. Model fabrikalar, süper bilgisayar TRUBA ve verimliliği artırmaya yönelik yüzlerce, binlerce projeyi hayata geçirdiklerini belirtti.

“Önümüzdeki dönemde tüm bu alanlarda yapısal dönüşümlere tanık olacağız.”

Türkiye Yüzyılı vizyonunun en zorlu alanlarından birini bilim ve teknolojiyi belirlediklerine işaret eden Yılmaz, 12. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Programda bunu çok güçlü bir şekilde ortaya koyarak yol haritasını netleştirdiklerini, dijital ortamda gördüklerini söyledi. ve yeşil dönüşümü ana eksen olarak görüyoruz.

Yılmaz, Türkiye’nin yüksek teknolojisi, daha pahalı üretim ve ihracat yapısıyla kritik bir eşiğe geldiğini belirterek; İnsanların nitelik ve yeterliliklerini artıran eğitim ve mesleki eğitim sistemiyle; Kurumların çok daha verimli ve etkili bir şekilde çalıştığı bir yönetişim yaklaşımı ile aşılabileceğini belirterek, “Bu nedenle, önümüzdeki dönemde tüm bu alanlarda yapısal dönüşümlere tanık olacağız ve Türkiye farklı bir lige tanıtılacak.” dedi.

“5G teknolojilerinden uçan akıllı mobilite sistemlerine, pillerden çip teknolojilerine, biyoteknolojik ilaçlardan hızlı trenlere kadar birçok alanda milli teknoloji hamlemizi yaygınlaştırıp yaygınlaştıracağız. Yeniliğin önünü açacak adımlar atmaya devam edeceğiz. ülkemizi pazar değil, kritik teknolojilerin üreticisi haline getirecek ve 2053 perspektifimizde çığır açıcı hamlelere odaklanacağız.” Yılmaz, makroekonomik politikaların odak noktasının cari açığı azaltmak ve ülkeyi çok daha istikrarlı, sürdürülebilir bir büyüme yoluna sokmak olduğunu, bunun için verimlilik ve teknolojinin önemli olduğunu vurguladı.

“Milli gelirimiz 4 kat arttı ama Ar-Ge harcamalarımız 10 kat arttı.”

Verimli üretimin daha rekabetçi bir ülke anlamına geldiğini ve bunun cari açığı azaltacağını belirten Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin 2053 perspektifinde “sıfır karbon” ekonomisi yaratma hedefi için verimliliğin çok önemli olduğuna dikkat çekti.

Gençleri, start-up’ları, girişimcileri ve yenilikçileri destekleyen bir finansal yapıya destek verdiklerini ve bunu son derece değerli gördüklerini kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti:

“Savunma sanayi başta olmak üzere sanayi, eğitim, tarım, iletişim, ulaşım ve sağlık alanlarında akıllı çözümler üretmek istiyor ve bu alanlarda TEKNOFEST gençliğine güveniyoruz. Sizlerden aldığımız ilham ve ekibimizin desteğiyle millet olarak son 20 yılda çok büyük bir dönüşüm yaşadık. bütün bu işlerin odak noktası araştırma ve geliştirme var. 21-22 yıl önce 1,2 milyar dolar olan ar-ge harcamamız bu dönemde 12 milyar dolara çıktı. Yani yaklaşık 10 kat arttı. Aynı dönemde milli gelirimiz 4 kat arttı ama Ar-Ge harcamalarımız 10 kat arttı. Ar-Ge’nin milli gelire oranı 2002’de yüzde 0,49 civarındaydı ama bugün yüzde 1,32’ye ulaştı. Bunu daha da artırmamız lazım. İlk etapta bu oranı yüzde 2’ye çıkarmayı planlıyoruz. Sonra uzun vadede çok daha yüksek seviyelere çıkarmak istiyoruz.”

Geçmişte Ar-Ge harcamalarının büyük kısmının kamu sektörü tarafından yapıldığını, bugün ise yüzde 1,32’lik kısmın yüzde 60’ından fazlasının özel sektör tarafından gerçekleştirildiğini belirten Yılmaz, özel sektörün yer almadığı bir Ar-Ge faaliyetinin yapılamayacağını ifade etti. ticarileşemez ve katma değere dönüşmez.

“Katma değeri yüksek üretim ve ihracat yapısını geliştirmeye devam edeceğiz”

Yılmaz, Türkiye’nin Uluslararası İnovasyon Endeksi’nde ilk 20 ülke arasında yer almasını hedeflediklerini belirterek, deprem, sel, heyelan, orman yangınları gibi afet risk yönetimine hizmet eden yeni yerli teknolojilerin geliştirilmesine büyük önem verdiklerini kaydetti.

Ulusal Yapay Zeka Strateji Yönlendirme Kurulu, e-Devlet ve Bürokrasiyi Azaltma Uyum Çalışmaları ve Coğrafi Bilgi Sistemi Komitesi kapsamında vatandaşların teknolojiden daha fazla faydalanması için çaba gösterdiklerini belirten Yılmaz, teknolojilerinin merkezine insanı koyduklarını anlattı. politikalar belirler ve beklentilerini bunlara dayandırırlar.

Cevdet Yılmaz, Dünya Bankası ile 450 milyon dolar bütçeli Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’nin hayata geçirildiğini, Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’ni (YTAK) güncellediklerini belirtti.

Yılmaz, “Yüksek teknoloji ve katma değer odaklı yatırımlara sağladığımız uygun maliyetli finansmanla, ülkemizin katma değerini artırmaya, verimlilik düzeyini artırırken katma değeri yüksek üretim ve ihracat yapısını geliştirmeye devam edeceğiz. şirketlerimizin.” Bizi harekete geçmeye ve tüm bu desteklerden en etkin şekilde yararlanmaya davet etti.

Başkan Yardımcısı Yılmaz, Türkiye’nin doğal kaynaklar açısından çok zengin bir ülke olmadığını ancak girişimci, yenilikçi, genç bir nüfusa sahip olduğunu belirterek, Türk Yüzyılının aynı zamanda bilimin, teknolojinin, inovasyonun ve girişimciliğin yüzyılı olacağını söyledi.

kecioren-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu